14 Mayıs 2013 Salı

Esad ve Özgür Orospu Ordusu

suriyeye karşı savaşa girmeliyiz ama esad a karşı değil amerikanın bizden istediği esad a karşı savaşmamız biz özgür orospu ordusuna karşı savaşmalıyız.biton bok dönüyor işin içinde israil boşa yatırım yapar mı sizce özgür orospu ordusuna bir ton silah yardımı yapıyor.biz suriyeye girdikten sonra amerika ordan bize seslenece dicek ''hoooop!! kardeşim recebim napıyorsun sen senin sıran bitti ''dicek sonra suriyeye barış harekatı yapacak bir güzelde sömürecek bu olaya israilide dahil ederseniz nolur suriye komple yok olur biter.libyayı düşünün bir den ayaklandı hal neden miş kaddafi iyi bakmıyormuş lan libyada vergi alınmıyor su doğal gaz ı devlet karşılıyor yeni evlenen çiftlere ev veriliyor daha neler yapılıyor ama nedense isyan çıktı hayret herkeste kaddafiye düşman kesildi.kadafi arap liderleri topladığında bakın amerika ağzımıza sıvıyacak gelin birlik olalım dedi al bak : http://www.youtube.com/... 

sonra noldu kimse siklemedi kaddafiyi ilk onun kellesini aldılar şimdi suriye sonra iran zaten suriyeye yardım eden tek ülke bildiğim kadarıyla iarn çünkü suriye aşşağı inerse neler olacağını biliyor iran oyüzden endişeli sonuçta bizim savaşmamız gereken taraf özgür orospu ordusu yani amerika ve israilin isimsiz birlikleri zaten ne hikmetse bir anda isyan ettiler kısa sürede ordu oldular silah yardımı falan geldi ne gariptir.biz hale esad a düşman kesilelim wkipediadan bakın suriye iç savaş yazın özgür orospu ordusu ne kadar çok bebek kadını toplu katliamlarda öldürmüş sadece bebeklerin öldürülmesinden bahsediyorum kurunun yanında yaş yanar olayı değil esad o zihniyette ama kurunun yanında yaşta yansın diyor yeterki ülkem elden girmesin ama özgür orospu ordusu gibide gidip çocuk kadın katliamları yapmıyor.
Read More

12 Mayıs 2013 Pazar

Suriye İç Savaş(wikipedia den alınmadır)


Suriye İç SavaşıArap Baharı'nın bir parçası olarak Suriye'de sürmekte olan çatışmalardır. Bazı kesimler Suriye çatışmaları dese de, kimi kaynaklarda "Suriye İç Savaşı" olarak adlandırılmaktadır.
Arap Baharı'nın etkisiyle devrilen diktatörlerin ülkelerinden ilhâm alan hükümet karşıtı muhalif unsurlar silahlanarak topyekün çatışmaya girmiştir. Olayların 15 Mart 2011 tarihinde başladığı kabul edilir. Suriye muhalefeti Baas Partisi rejimini devirmek ve kendi ifadeleriyle "Özgür Suriye Devletini" kurmak için silahlı isyana başlamışlardır. Her iki taraf da dışarıdan askeri ve ekonomik destek almaktadır. Çatışmaların sürmesinin yanında, günümüzde ülkede kontrol bazı bölgelerde Suriye Ordusu'nun elinden çıkmıştır.
Dünya genelinde; BMArap Birliği ve Avrupa Birliği başta olmak üzere birçok ülke ve kuruluş, çatışmaları bitirmek için yoğun diplomatik girişimlerde bulunmuştur. BM Güvenlik Konseyi'nde, Suriye'ye yönelik yaptırım tasarılarını, Rusya ve Çin birçok kez veto etmiştir. BM SuriyeÖzel Temsilcisi Kofi Annan, çatışmaları sonlandırmak için Suriye için Kofi Annan Barış Planı adında bir plan hazırlamıştır. Tüm bu çabalara rağmen Suriye'de ateşkes sağlanamamıştır.
Birleşmiş Milletler'e göre, Ocak 2013 tarihine kadar 60,000 kişi öldü. Ayrıca, 700,000 den fazla kişi mülteci olarak Suriye'den kaçtı. Humus,HalepRastan ve daha birçok şehirde sağlam yapı kalmamıştır.

Olaylar

Gösteriler 26 Ocak 2011 tarihinde başladı; ama 15 Mart günü Dera'da toplu gösteriler patlak verene kadar münferit olaylar şeklindeydiler.[17]Gösteriler kısa zaman içinde muhalefetin Başkan Beşşar Esed'in istifası ve hükümetin devrilmesini istediği ülke çapında bir ayaklanmaya dönüştü. Tunus ve Mısır'daki devrimlerden etkilenen göstericiler; Baas rejimini devirmek amacıyla yürüyüşler, açlık grevleri, sivil direniş,vandalizm ve isyan çıkarma gibi yöntemler kullanmaktadır. Ayaklanma çok sayıda siyasi yorumcu tarafından "eşi görülmemiş" şeklinde nitelenmiştir.[18][19]
Haziran 2011'de Türkiye sınırının 20 km güneyinde yer alan Cisr eş Şuğur kasabasında muhalif militanlar, 120 Suriye Ordusu askerini öldürmüştür.[20][21]
Muhalif silahlı güçler, Suriye Hükümeti'ne bağlı bakanlıklara, karakollara, kamu binalarına ve televizyon kanallarına bombalı araç saldırıları düzenlemektedir.[22][23][24]
Çatışmalar devam ettikçe, Suriye yönetimi ayaklanmayı bastırmak için tanklar ve keskin nişancılar kullanmaya başladı. Çatışmaların yoğun olduğu bölgelerde su ve elektrik kesilmiş, güvenlik güçleri un ve değişik gıdalara el koymuştur.[25][26] Suriye Ordusu, bazı diğer yerleşimlerle birlikte, DeraDumaBaniyasHamaHumusHalepTalkalakİdlipRastanCisr eş ŞuğurDeyrizor ve Lazkiye şehirlerini kuşatmıştır.[27][28][29][30][31] Görgü tanıklarına göre sivillere ateş açmayı reddeden askerler Suriye Ordusu tarafından infâz edilmiştir.[32][33][34]Suriye hükümeti ordudan askerlerin firar ettiği yönündeki haberleri yalanlamış ve "silahlı çeteleri" sorun yaratmakla suçlamıştır.[35]
2011 yılının yaz aylarından beridir, muhalif militanlar ve ordudan firar eden askerler düzenli Suriye Ordusu'na karşı direnen birlikler kurmuşlardır. Bunun bir sonucu olarak ülke çapında şiddetli çatışmalar yaşanmaya başladı ve muhalif silahlı gruplar Özgür Suriye Ordusu (ÖSO) çatısı altında birleşti. 2011 yılının son dönemlerinde ÖSO İdlip valiliğindeki bazı kasaba ve köylerde kontrolü ele geçirmeyi başardı. Ocak 2012'de ÖSO Rif Şam valiliğindeki Zabadani şehrini hükümet güçleriyle yaşanan çatışmaların ardından ele geçirerek ilk kez bir şehri tamamen kontrolü altına almış oldu.[36] Bunların yanı sıra, 23 Ocak 2012 itibarı ile muhalif güçler, şehirdeki Suriye Hükümeti yetkililerinin açıklamalarına göre, ülkenin üçüncü en büyük şehri olan Humus'ün üçte ikisini kontrolleri altında tutmaktadır.[37] Ocak 2012'nin sonlarında Şam'ın daha fazla banliyösü muhalif silahlı güçlerin kontrolü altına geçmeye başladı. Örneğin Şam'ın bir banliyösü olan Sakba kasabası ÖSO tarafından ele geçirildi.[38] Şam'ın kırsal bölgelerinin valisine göre Şam'ın kırsal bölümünün çoğu muhalif kontrolü altında bulunmaktadır. Muhaliflerin bu bölgelerde Esed yönetimi yandaşlarını öldürdükleri de öne sürülmüştür. Buna rağmen Suriye Hükümeti Şam şehir merkezinde büyük ölçüde kontrolü elinde tutmaktadır.[39]
Birleşmiş Milletler'e göre ayaklanmanın başlangıcından beri çoğu muhalif silahlı güçlerinden oluşan 5000 kişi ölmüş, çok daha fazla kişi yaralanmış, binlerce isyancı hapse atılmıştır. Güvenlik güçleri tarafından 300'den fazla da çocuk öldürülmüştür.[40] Bunun yanı sıra, bir kısmı politik sebeplerden hapiste olan 600'den fazla mahkum işkence nedeniyle hayatını kaybetmiştir.[41]
İsyan sırasında İstanbul'da oluşturulan muhalif sürgün hükümeti Suriye Ulusal Konseyi, dört BM üyesi ülke tarafından tanınmaktadır. BM Genel Sekreteri Ban Ki-Moon, göstericilere karşı şiddet kullanımını kınamıştır.[42]
3 Şubat 2011'i 4 Şubat'a bağlayan geceyse ayaklanmanın en kanlı günü oldu. 2012 Humus Kandil Gecesi Saldırısı'da yani 3 Şubat gecesi Suriye Ordusu Humus şehrine havan toplarıtanklar ve makinalı tüfeklerle saldırdı. Saldırı sonucunda 200'den fazla insan hayatını kaybetti. Bu olay sonrası BM Güvenlik Konseyi'nde Beşar Esad'a görevden çekilerek yetkilerini yardımcısına bırakması çağrısında bulunan tasarı oylandı. On beş üyeden on üçü tasarıya evet derken Rusya ve Çin'in hayır demesi tasarının geçmesini engelledi.[43]
13 Kasım 2012'de Şanlıurfa'nın Ceylanpınar İlçesi yakınında bulunan Rusulayn kasabasında içinde Özgür Suriye Ordusu tarafından katledilen sivillerin ve Suriye Ordusu askerlerinin gömüldüğü toplu mezarlar ortaya çıkmıştır. [44][45]
14 Kasım 2012'de, ABD Dışişleri Bakanı Hillary Clinton ve Fransa Cumhurbaşkanı François Hollande, muhalif unsurların, Suriye halkının "tek temsilcisi" olduğunu duyurmuş, muhaliflere silah yardımını gündeme getirmiştir. [46]
26 Kasım 2012'de ÖSO Şam'ın güneyinde bulunan Marj el Sultan Hava Üssü'nü tahrip edip ele geçirmiş böylece Suriye, İsrail'in olası hava saldırılarına karşı savunmasız kalmıştır.[47] 1 Şubat 2013'te, İsrail uçakları Suriye'ye saldırı düzenlemiştir. Suriye Hükümeti saldırının gerçekleştiğini onaylamış, resmi açıklamasında Şam'da bulunan askeri bir üssün bombalandığını duyurmuştur. İsrail kökenli haber kaynakları ise saldırının Lübnan-Suriye sınırında bulunan Hizbullah'a silah taşıyan bir konvoya karşı yapıldığını duyurmuştur.[48]
28 Kasım 2012'de, Şam kırsalında bulunan Hristiyan ve Dürzi nüfusun ağırlıklı olarak yaşadığı Ceramana kasabasında, merkez, Nahda ve Kureyyat mahallelerinde muhaliflerce eş zamanlı olarak iki bombalı araç saldırısı ve iki yol kenarı bombalı düzenek saldırısı gerçekleştirmiş, saldırıda 44 kişi ölmüş, 83 kişi de yaralanmıştır. [49][50]
4 Aralık 2012'de, Şam'ın 20 km kuzeydoğusunda bulunan, 1967 Savaşı sırasında İsrail'in Golan Tepeleri'ni işgal etmesi ardınan bölgede yaşayan Suriyeliler'in göç ettiği El Vafidin kampında bulunan bir okula muhaliflerce gerçekleştirilen havan topu saldırısında 28 öğrenci ve bir öğretmen hayatını kaybetmiştir. Suriyeli muhalif silahlı örgütler, saldırıyı üstlenmemiştir. [51][52]
11 Aralık 2012'de Hama şehrine bağlı Arap Alevileri'nin çoğunlukla yaşadığı Akrab kasabasında, muhalif silahlı güçlerin yaptığı saldırıda, farklı kaynaklara göre 125 ile 300 arası sivil topluca öldürülmüştür. [53]
29 Ocak 2013'te Halep'in Özgür Suriye Ordusu kontrolündeki Bustan’ul Kasi bölgesinde Kuveys nehri kıyısında elleri arkasına bağlı şekilde infaz edilmiş çoğunluğun 18 yaş altında olduğu tahmin edilen en az 80 ceset bulunmuştur.[54] Suriye hükümeti, cinayetlerin ÖSO kontrolündeki bir bölgede işlendiğini işaret ederek toplu infazların El Kaide ile bağlantılı El Nusra Cephesi tarafından gerçekleştirildiğini duyurmuştur.[55][56][57]Bazı haber kaynakları, bir grup aktivistin verdiği bilgilere dayanarak, toplu infazın Suriye Hükümeti'ne bağlı silahlı gruplar tarafından gerçekleştirildiğini yazmıştır.[58]
20 Şubat 2013'te başkent Şam'ın sabah saatlerinde Mezra semtinde bulunan Sevra Caddesi'nde Baas Partisi binası yakınında düzenlenen bomba yüklü araç saldırısında, aralarında çocukların da bulunduğu 31 kişi ölmüş, 208 kişi yaralanmıştır. [59][60]
18 Mart 2013'te Halep yakınlarında Han el Essal bölgesinde yeralan ormanlık bir alanda gerçekleştirilen kimyasal saldırıda 16'sı Suriye Ordusu askeri 26 kişi ölmüş, 100'den fazla kişi de yaralanmıştır. Olay ardından Suriye Hükümeti saldırılardan muhalifleri sorumlu tutmuş, muhalifler ise suriye Hükümeti'ni suçlamıştır.[61][62]
28 Mart 2013'te Şam Üniversitesi'ne muhaliflerce yapılan havan topu saldırısında, 15 öğrenci ölmüş, 20'den fazla kişi de yaralanmıştır.[63]
8 Nisan 2013'te Şam'da Sebi Bahrat Meydanı ile Şahbender Bölgesi arasında muhaliflerce gerçekleştirilen bomba yüklü araç saldırısında aralarında çocukların da bulunduğu 15 kişi ölmüş, farklı kaynaklara göre 53 ile 146 kişi arası yaralanmıştır. [64][65]

Suriye muhalefeti

Ana madde: Suriye muhalefeti
Suriye'de çatı muhalefet örgütü Suriye Devrimi Muhalefet Güçleri Koalisyonu'dur. Birçok farklı siyasi ve silahlı gurup kurulmuştur. Genel olarak muhalefet kendi içinde üçe ayrılır. Genelde sadece rejimi devirip, demokratik sistem koymak isteyen normal muhalifler (her düşünce, millet ve dinden), aşırı islamcı, şeriyat düzenine yatkın muhalifler ve özgürlük isteyen Kürt muhalifler. Tüm muhalefet bütün değildir. Bunun dışında çok tanınmayan ve bu üç kategori içine giren küçük gruplarda vardır. Ancak muhalefetin ortak bir yönü de vardır. Bütün muhalefet, devlet başkanı Beşşar Esed karşıtıdır ve devrilmesini ister.Fakat zaman zaman Özgür Suriye Ordusuyla,PYD de çatışma halindedir.Özellikle Suudi Selefi mücahitler Kürt gruplarla savaş halindedir.[kaynak belirtilmeli]

Uluslararası durum

Birçok ülke ve uluslararası kuruluş, cumhurbaşkanı Beşşar Esed ve yönetimini halka zulm çektiriyor söylemiyle yaptırımlara uğrattı; Beşşar Esed ve tüm çevresinin mal varlıkları donduruldu. Suudi Arabistan'da bir işadamı Beşşar Esed'in başına ödül koydu.
Bazı ülkeler muhalif gruplara silah yardımı yaptı. Net olmasada bazı iddialara göre bu ülkeler Suudi ArabistanKatar, ve Türkiye'dir. BM Güvenlik KonseyiSuriye rejimine yaptırım kararı almak için toplansada, rejime yakın Rusya ve Çin bunları veto etmiştir.
Konseyde net karar alınamayınca Amerika Birleşik Devletleri ve Fransa Suriye Halkının Dostları Grubu adlı bir grup oluşturdular. Birçok kez grup toplanıp yaptırım karar aldı. Son olarak SuriyeTürkiye'nin F-4 savaş uçağını düşürmesiyle (Haziran 2012 Türk uçağının düşürülmesi),NATO olağan üstü toplandı ve çok sert bir şekilde olayı kınadı.
Birleşmiş Milletler, Suriye'deki Baas Partisi Hükümeti'ni meşru otorite olarak tanımaktadır. [66]

Suriye Hükümeti'ni destekleyenler

Suriye'de Baas Hükümeti'ni destekleyen 15-20 ülke vardır en çok 3 ülke Suriye'yi destekler ve dış müdahaleye karşı çıkar bunlar; RusyaÇin veİran. Ancak İran, açık bir şekilde silah yardımı yapmaktadır.[67] Ayrıca Hizbullah ve beraberinde birkaç aşiret[68] (Lübnan'dan) rejimin yanında savaşmaktadır.

Muhalifleri destekleyenler

Muhalifleri destekleyen ülkeler; NATOTürkiyeİsrailSuudi ArabistanKatarABDBirleşik Krallık[69]FransaAlmanya ve Libya'dır. Askeri ve ticari destek veren ülkeler ise sadece TürkiyeKatarSuudi Arabistan[70] ve Libya'dır.

Mezhep çatışmaları

[değiştir]Suriye

Suriye'de muhalif kesimin Baas Partisi rejimine karşı başkaldırmasında Sünni gruplar etkilidir. Muhalefetin neredeyse tamamı Sünni, rejimin de neredeyse tamamının Arap Alevisi olduğu yönünde iddialar vardır ancak buna karşıt görüşler de bulunmaktadır. [71] Bu yüzden olaylar bazı uzmanlar ve kuruluşlar tarafından mezhep kavgası şeklinde yorumlanmıştır.[kaynak belirtilmeli]Nusayri gruplar, iktidarı ellerinde tutmak için Suriye Hükümeti'nin yanında gözükmüşlerdir. [kaynak belirtilmeli] Eski başbakan Riyad Ferid Hicab'ın (kendisi bir Sünni) ülkeyi terk etmesi ve mezhep gruplarının birbirlerine karşı katliamlar yapması, mezhep kavgasını netleştirmiştir.[kaynak belirtilmeli] Ülkede bazı muhalif unsurlar, gösterilerinde "Aleviler tabuta, Hıristiyanlar Beyrut'a" sloganı atmakta, ülkedeki kiliseleri bombalamakta ve Şii/Alevi nüfusun ağırlıklı yaşadığı bölgelerde silahlı eylemler gerçekleştirmektedir. [72]

Lübnan

Ülkede yaşanan çatışmalar, bölgede yayılmıştır. Lübnan'da mezhep kökenli çatışmalar yaşanmıştır. Muhalefet yanlıları Sünniler ve rejim yanlısı Nusayriler bu bahaneyle çatışmaya girmişlerdir. Güvenlik güçleri olaylara müdehale etmişlerdir.[kaynak belirtilmeli]
Çatışmalarda bazı tarikat ve dini önderlerin öldürülmesiyle, şiddet yükselmiştir. Yaklaşık 70 kişi ölmüş, 410 kişi yaralanmıştır. Çatışmalar özellikle mahalle aralarında gerçekleşmektedir. Bazı aşiretlerde çatışmalarda taraf olmuştur.[73]

Türkiye-Suriye ilişkilerindeki gerilim

Olayların başladığı günden bu yana Türkiye'de Ak Parti Hükümeti ve Suriye'de Baas Hükümeti arasında gerilimler yaşanmıştır.

Kürt faktörü ve bölünme tartışmaları

Kuzey Suriye'de muhalif grupların yanında, bazı bağımsız Kürt grupların kontrolü önemli bölgelerde ele geçirmesi[74] Türkiye'nin güvenlik seviyesini yükseltmesine neden olmuştur.
Çünkü Türkiye, bu bağımsız grupların PKK himayesine girmesinden ve Suriye sınırının da Kuzey Irak sınırı gibi tehdid unsuru olmasından endişelenmektedir. Bu yüzden Mesud Barzani destekli diplomatik çalışmalar başlamıştır. Kürt grupların özgürlük talepleri, kamuoyu tarafından bölünme olarak algılanmıştır.

Şeriat ve El Kaide faktörü

Ülkede muhaliflerin safına katılan İslamcı gruplar yer almaktadır.[75] El Kaide ve El-Nusra Cephesi gibi aşırı İslamcı grupların, rejim sonrası şeriat devleti kurma ihtimali bazı muhalif kesimleri rahatsız etmektedir. Suriye Ulusal Konseyi ile bağlantıları olmadığından iİslamcı militanlar bağımsız hareket etmektedir. ABD ve batılı güçler El Kaide'nin muhaliflere destek olmasından rahatsızlık duymaktadır. Özgür Suriye Ordusu komutanlarından Ebu Ammar, Eğer bize batıdan yeterli yardım gelmezse, El Kaide ile işbirliği yaparaz açıklamasını yapmıştır.[76]

Mülteciler

Çatışmaların başladığı zamandan bu yana, şiddet ve yaşam sorunları nedeniyle onbinlerce sivil komşu ülkelere sığınmıştır. TürkiyeÜrdünLübnanIrakErmenistan ve Kürdistan Bölgesel Yönetimi dahil toplamda 300,000 sivil komşu ülkelere sığınmıştır.
2011-2012 Suriye çatışmaları sırasında halk gıda, yakıt, işsizlik ve barınak sıkıntısı yaşamıştır. Çatışmaların şiddetinden kaçan Suriye halkı TürkiyeÜrdünLübnan ve Irak gibi komşu ülkelere sığınmıştır.[77]

Ölü sayısı

Çatışmalarda 25,000 - 30,000 kişi ölmüştür. Bunların çoğuda sivildir. Muhalif gruplar ise sayının daha fazla olduğunu açıklamıştır. Muhaliflerden 9,600 civarı ölü olmuştur. Rejim güçlerinde ise bu sayı 2,000 - 2,500 arasındadır. En çok ölüm Humus'ta yaşanmıştır (7,645 ölü).[78] Ayrıca her gün ülke genelinde 60 - 100 kişi ölmektedir.

Read More